Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/9925 Esas 2013/8977 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9925
Karar No: 2013/8977
Karar Tarihi: 16.05.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/9925 Esas 2013/8977 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2012/9925 E.  ,  2013/8977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... vd. aleyhine 18/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27/09/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava konusu olay; paydaşlar arasında ortaklığın giderilmesi davası mevcutken davalının taşınmazın aynen taksimini engellemek amacıyla 3 kişiye pay satışı yapması nedeniyle bu satışın muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptali istemine ilişkindir.
    Bilindiği gibi ortaklığın giderilmesi davaları paydaşların davacı ya da davalı olmaları hak sahibi olmalarını engellemeyen dava türlerindendir. Bu nedenledir ki bu davaların açılması üzerine hakim tarafların tasarruflarını engelleyici şekilde tedbir kararı veremez. Sadece ortaklığın giderilmesi davasının bulunduğuna dair şerhi tarafların isteği üzerine verebilir. Dava sırasında gerek davacı ve gerekse davalı safındaki hissedarlar payları üzerinde serbestçe tasarruf edebilir, pay satışı yapılırsa satış alan paydaş davada her zaman yer alabilir. Hatta satış aşamasında dahi satış memuru tapunun hissedarları gösteren son halini getirterek buna göre işlem yapmak hakkına sahiptir.
    B.K."nun 18. maddesinde düzenlenmiş olan muvazaa tarafların 3. kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uygun olmayan ve aralarında sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmaları şeklinde tanımlar. Kural olarak 3. kişilerde muvazaa nedeniyle zarara uğradıkları takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki muamelenin geçersizliğini ileri sürebilirler. Ancak 3. kişiler ve (davacının) zarar gördüğünün benimsenebilmesi için muvazaalı işlemin onun paydaşlık haklarını önlemek amacıyla yapılmış olması gerekir.
    Somut olaya gelince; dosya içerisindeki tapu kaydına göre bizzat davacı kendisine ait hisseyi izale-i şuyu davası sırasında ilk maliki ... ..."dan satın almıştır. Diğer yandan satış tarihi itibariyle satış bedeli davalı hissedarın hesabına 15.000 TL"nin diğer davalı ... tarafından yatırılmıştır. Kaldı ki davacının hissedar olarak şufa davası açarak bu payı alması da mümkündür. Bu durumda davacının iş bu davayı açması M.K."nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarına uygun değildir. Yerel mahkemece belirtilen gerekçelerle davayı kabul etmesi mülkiyet hakkının tasarrufuna engel teşkil ettiğinden çoğunluğun onama yolundaki görüşüne katılmıyoruz. 16/05/2013






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.