Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30103 Esas 2019/6957 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/30103
Karar No: 2019/6957
Karar Tarihi: 30.05.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30103 Esas 2019/6957 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/30103 E.  ,  2019/6957 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı; ticaret ile uğraştığını, tefecilik yapan davalıdan faiz ile borç aldığını, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında faiz karşılığı para alıp vermenin devam ettiğini, davalı hakkında tefecilik suçundan yargılanmak üzere kamu davası açıldığını, bu hususta ceza aldığını, davalıya tam hatırlayamamakla birlikte 17.640,00-TL para ödediğini belirterek 16/10/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 17.640,00-TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, tarım ile uğraştığını, davacı ile aralarında borç alıp verme gerçekleştiğini, birbirlerine ödünç para verip aldıklarını, tefecilik olmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalının tefeci olduğundan bahisle ödediği bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının tefecilik yaptığının kabulü halinde TBK 72. maddesindeki (818 sayılı BK. 60. madde)"sindeki zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu maddedeki düzenlemeye göre zamanaşımı zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl (BK 60. Madde uyarınca 1 yıl) ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yıl olduğu, ancak BK. 70/1. bendinin son cümlesi uyarınca Ceza Kanununda daha uzun bir zamanaşımı ön görüldüğü takdirde bu zamanaşımının uygulanması gerektiği, dava konusu olayda da davacı taraf zararını ve tazminat yükümlüsünü olan davalıyı ödeme yaptığını belirttiği 2006 yılı aralık ay itibariyle öğrenmiş kabul edildiği, ancak davalı hakkında tefecilik suçundan yargılama yapılmış, bu suçtan kaynaklı TCK. 66/e maddesi uyarınca ceza zamanaşımı süresi 8 yıl olduğu, ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, davacı tarafın ödemeyi 2006 yılı aralık ayında yapıldığı, iş bu dava 30/04/2015 tarihinde açıldığı, ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıl ise davacı tarafça ödemenin yapıldığı belirtilen 2006 yılı aralık ayında başlamış ve 2014 yılı aralık ayında dolmuş olduğu, davanın zamanaşımına uğradığı, davalı tarafın süresinde zamanaşımı itirazda bulunduğu gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ödünç sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından, haksız fiile ilişkin BK. 72. maddesinin uygulanması mümkün olmayıp, sözleşme ilişkisine uygulanması gereken 818 sayılı BK.nun 125. (6098 sayılı TBK.nun 146.md) maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerekmekte olup, dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır. O halde; mahkemece, işin esasına girilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile BK"nun 72. maddesinde yer alan zamanaşımı süresi esas alınarak davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.