19. Ceza Dairesi Esas No: 2018/8568 Karar No: 2019/15462 Karar Tarihi: 11.12.2019
1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/8568 Esas 2019/15462 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında verilen idari para cezasının usulüne uygun yapılmadığından dolayı suç oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği, ancak hükümde karışıklık yaşandığı ve cezanın fazla olduğu için mahkemenin kararının bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir. Kararda, sanık hakkında verilen cezanın dayanağı olan kanun maddeleri şu şekildedir: 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 63/1. maddesi ve 1111 Sayılı Askerlik Kanunu'nun 89/4. Maddesi'nin (a), (b), (c), (d) veya (e) bentleri.
19. Ceza Dairesi 2018/8568 E. , 2019/15462 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 63/1. maddesinde düzenlenen yoklama kaçağı, bakaya, geç iltihak suretiyle bakaya ve saklı suçlarının oluşması için, suç failleri hakkında öncelikle 1111 sayılı Askerlik Kanunu"nun 89/4. maddesinin (a), (b), (c), (d) veya (e) bentlerinde yer alan kabahatlerin herhangi birinden dolayı kesinleşmiş bir idari para cezasının bulunması gerektiği; Somut uyuşmazlıkta, sanık hakkında Meram Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu tarafından verilen 10/06/2014 tarihli ve 222 Karar sayılı idari para cezasının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesine göre öncelikle sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkartıldığı ve bu adreste Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre 30/09/2014 tarihinde yapılan idari para cezası tebliğinin usulüne uygun olmadığı, dolayısıyla geçerli bir tebligattan ve idari para cezasının kesinleşmesinden bahsedilemeyeceği anlaşıldığından yasal unsurları itibariyle oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre ise; 1) Gerekçeli kararda sanığın bakaya kalmak suçunu işlediği belirtilerek bahse konu suça ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğu halde kısa kararda sanığın yoklama kaçağı suçundan dolayı cezalandırıldığı belirtilmek suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması; 2) Bakaya kaldığı süre gözetildiğinde sanığın kastının yoğunluğu ve suçun işleniş şeklinin bir özelliğinin bulunmadığı dikkate alındığında, dosya kapsamına göre, eylem ile ceza arasındaki muvazeneyi bozacak şekilde, yazılı gerekçeyle ve hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde alt sınırdan uzaklaşılarak sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi, 3) Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nin 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 11/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.