19. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/5001 Karar No: 2019/3260 Karar Tarihi: 16.05.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5001 Esas 2019/3260 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, kredi borcunun tamamını ödeyen kefil olan davacının, diğer kefiller olan davalılardan hisselerine düşen miktarın rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, borcun tamamını ödediği kanıtlamıştır. Mahkeme, her bir davalının kendi sorumlu olduğu miktar kadar borcun tamamını ödeyen davacıya karşı ayrı ayrı sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalıların hangi miktarlarda sorumlu olduğunu belirlemek için banka kayıt ve belgeleri üzerinde bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde incelettirme yapılması gerekir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kararda, HUMK’un 432. maddesi ve 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da yer almaktadır.
19. Hukuk Dairesi 2017/5001 E. , 2019/3260 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ... ve diğer davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Dava, kredi borcunun tamamını ödeyen kefil davacının, diğer kefiller olan davalılardan hisselerine düşen miktarın rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının birlikte kefil oldukları borcun tamamını ödediği, her bir davalının kendi sorumlu olduğu miktar kadar borcun tamamını ödeyen davacıya karşı ayrı ayrı sorumlu oldukları gerekçeleriyle davanın kabulü ile takibin her bir davalı için ayrı ayrı 38.487,00"şer TL asıl alacak üzerinden devamına, işlenmiş faiz toplamının 2.316,80 TL olduğu ve her bir davalının bu miktarın 386.13"er TL’sinden sorumlu olduğuna, her bir davalının sorumlu olduğu asıl alacağa takip tarihinden itibaren ayrı ayrı yasal faiz yürütülmesine, her bir davalıdan %40 inkar tazminatı 15.374,80 TL"nin tahsiline karar verilmiş, hüküm ... ve diğer davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkeme hükmü davalı ..."a 22.08.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi HUMK’un 432. maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 30.03.2015 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. Davalılar ..., ..., ... ve ... vekillerinin temyiz istemine gelince; Dava genel kredi sözleşmesinde kefil olan davacının ödemiş olduğu borcun diğer kefillere rücu istemine ilişkindir. Genel kredi sözleşmesinde davacı ile birlikte toplam 8 kefil bulunmaktadır. Borcun bir kısmı davada taraf olmayan birtakım kefiller tarafından ödenmiştir. Kefil ancak diğer kefillerin alacaklı bankaya ödemesi gereken toplam borç miktarı üzerinden sorumludur. Bu nedenle mahkemece genel kredi sözleşmesinden dolayı yapılan ödemelerin tarihlerine göre asıl borç ve fer"ilerinin belirlenmesi için banka kayıt ve belgeleri üzerinde bankacılık konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla yerinde incelettirme yaptırılması gerekir. Banka alacağı bu şekilde belirlendikten sonra şayet fazla ödeme yapılmış ise diğer kefillerin kötü ödemeden dolayı sorumlu tutulamayacağı gözetilerek toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."un temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar ..., ..., ... ve ... yararınaBOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.