17. Ceza Dairesi 2016/10082 E. , 2016/10974 K.
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b ve 145. maddeleri gereğince 1 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2005 tarihli, 2002/50 Esas ve 2005/295 sayılı Kararı Adalet Bakanlığı"nın 10/06/2016 gün ve 94660652-105-35-4659-2016-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 21/06/2016 gün ve 2016/254033 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi:
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Dosya kapsamına göre,
1-Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 26/10/2011 tarihli, 2007/18424 Esas ve 2011/44552 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesi 3. fıkrasında yer alan “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenlemeye uyarınca, sanık yararına olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağından, dosya içeriğine göre sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 493/1 ve 522. maddeleriyle, 5237 sayılı Kanun"un 142/1-b, 143, 53, 116/1-4, 119/1-c, 53, 151/1, 53. maddeleri uyarınca, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarıyla ilgili olarak uzlaşma koşulları da değerlendirilerek uygulama yapılıp, her iki Kanuna göre denetime olanak sağlayacak şekilde uygulanan kanun maddeleriyle, verilmesi gereken cezalar ayrı ayrı tespit edilip, sonuç cezalar karşılaştırılarak lehe olan kanun belirlenip uygulama yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-5237 sayılı Kanun"un 145. maddesindeki “malın değerinin azlığı” kavramının, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 522. maddesindeki “hafif “ ve “pek hafif” ölçütleri ile her iki maddenin de cezadan indirim olanağı sağlaması dışında benzerliği bulunmadığı, “değerin azlığı”nın 5237 sayılı Kanun"a özgü ayrı ve yeni bir kavram olduğu, bunun; daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar (örneğin; bir kaç meyve veya ekmek, yiyecek; bir iki defter, kalem; sigara, bira ve benzeri), değer olarak az olan şeyi alma durumunda, olayın özelliği ve sanığın kişiliği de değerlendirilerek, yasal ve yeterli gerekçeleri de açıklanarak uygulanabileceği gözetilmeden, koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesi uyarınca cezada indirim yapılmasında, isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumunda ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden kabulü ile nitelikli hırsızlık suçundan hükümlü ... hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 27.12.2005 tarihli 2002/50 Esas, 2005/295 sayılı Kararının CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, devam eden işlemlerinin anılan mahkeme tarafından mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.