23. Hukuk Dairesi 2011/2725 E. , 2012/1272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki duruşma istemlerinde parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2010 yılı için 14.510,00’dir.
Temyize konu 30.12.2010 tarihli kararda temyize konu kabul miktarının 11.043,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olduğunu, 1999 yılı Ocak ayı ile 2000 yılı Aralık ayı arasındaki döneme ait aidatların ve gecikme cezalarının ödenmemiş olması nedeniyle davalıya karşı icra takibine girişildiğini, ancak davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 11.11.1997 tarihinde üyelikten ihraç edildiğini, buna karşı açmış oldukları dava sonucunda ihraç kararının iptal edildiğini, mahkeme kararının onandığını, 25.01.2005 tarihinde karar düzeltme talebinin reddedilmesiyle kararın kesinleştiğini, ihraç prosedürünün tamamlanmamış olmasına rağmen müvekkilinin genel kurullara çağrılmadığını, 2000 yılında yapılmış olan genel kurula alınmadığını, toplantı salonundan kovulduğunu, genel kurul kararlarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, aidat ödemesi konusunda her hangi bir bildirim yapılmadığını, bunlara rağmen müvekkilinin aidatlarını ödediğini, bu miktarların mahsubunun gerekli olduğunu, müvekkilinden gecikme faizi talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, talebe konu aidat alacağının ve gecikme cezasının genel kurullarda karar altına alındığı, bilirkişinin tespit ettiği aidat ve gecikme cezası miktarının ödenmemiş olması gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının 1.080,00 TL asıl alacak,
9.963,00 TL işlemiş gecikme faizi üzerinden iptaline, asıl alacak miktar üzerinden takibin yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, alacak likit olduğundan asıl alacak üzerinden hesap edilmiş olan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle dava ile icra takibinden sonra yapılmış olan ödemelerin de takip konusu alacakla olan ilgisine göre infaz aşamasında dikkate alınabileceği de gözetilerek, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.