19. Ceza Dairesi Esas No: 2017/6366 Karar No: 2018/237
Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2017/6366 Esas 2018/237 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2017/6366 E. , 2018/237 K.
"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlâli eyleminden sanık ...’in, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Kütahya İcra Ceza Mahkemesinin 18/04/2017 tarihli ve 2017/71 esas, 2017/335 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 28/11/2017 gün ve 94660652-105-43-10014-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/12/2017 gün ve KYB.2017/67630 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu. Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 09/06/2016 tarihli ve 2016/3298 esas, 2016/19382 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 6098 sayılı Borçlar Kanunu"nun 583/1. maddesinde yer alan "Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." şeklindeki hüküm dikkate alındığında, dosya içinde bulunan sanık ..."in borcu üstlendiğine ilişkin 15/11/2016 tarihli icra kefalet tutanağında el yazısı ile yazdığı "okudum anladım" şeklindeki yazı ve imzasının bulunması, bunun haricinde borcu üstlendiğine ilişkin kefalet tutanağında kendi el yazısı ile yazılmış herhangi bir ibarenin bulunmaması ve yine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584/1. maddesinde yeralan “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, dosya içerisinde mevcut nüfus kaydına göre taahhüt tarihinde evli olan sanığın eşinin kefalet işlemi öncesinde veya icra kefilliği sırasında rızasının alınıp alınmadığının belirtilmemesi karşısında, sanığın icra kefilliğinin ve icra kefalet sözleşmesine dayanılarak verilen taahhüdün geçersiz olduğu cihetle, borçlu sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Kütahya İcra Ceza Mahkemesinin 18/04/2017 tarihli ve 2017/71 Esas, 2017/335 Karar sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, 17/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.