Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14921 Esas 2010/1157 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/14921
Karar No: 2010/1157
Karar Tarihi: 08.02.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2009/14921 Esas 2010/1157 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2009/14921 E.  ,  2010/1157 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, 1330, 961, 1143, 1054, 1012, 1554 parsellerde paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi ile açılmıştır.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, intifadan men koşulu gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı ... ... temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir
    2-Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş kuşkusuz yararlanmaya engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Ancak, o paydaşın payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davası dinlenemez. Burada bazı paydaşların diğerlerinden az yer kullandığı iddiasının önemi de yoktur. Çünkü, bu tür iddiaların kesin çözümü taksim veya şuyuun satış yoluyla giderilmesi davası açılarak sağlanabilir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706, Borçlar Kanununun 213. ve Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyetinin ana taşınmazdan ayrılması olanağı bulunmamaktadır. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi bütün paydaşlararasında yapılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, fiilen bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime kadar korunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesi ve sözleşmeye sadakat kuralının gereğidir.
    Bütün yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
    Dosyada yer alan tapu kayıt örneğinden taşınmazların ... ve ... adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacılar ile davalı kayıt malikleri ... ve ...’ın mirasçılarıdır.
    Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre dava konusu taşınmazları davalının tek başına kullandığı sabit olup taşınmazlardan yararlanamayan davacının, yararlanmasına engel olan davalının payına elatmanın önlenmesini isteme hakkı olduğundan ecrimisil talepleri için aranan intifadan men koşulunun gerçekleşmediği gerekçesi ile elatmanın önlenmesi davasının da reddi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.