1. Hukuk Dairesi 2014/10653 E. , 2015/12605 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 17. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2012/459-2013/683
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşmalı temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi............... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilip, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacılar, 605 ada 94 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerin maliki olduklarını, kayıtlarla ilgisi bulunmayan davalının projede sığınak ve kömürlük olan yerleri daire şekline çevirip kullandığını ve kiraya verdiğini, binanın önündeki bahçeyi de işgal ederek kat maliklerinin kullanmasını engellediğini ileri sürüp elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakan dayısı M. Hayrettin Aksu"nun taşınmazda ikisi tapulu, üç tanesi tapusuz toplam beş adet dairesi olduğunu, miras hakkına dayanarak taşınmazı kullandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, projesine aykırı imalatlar yapılarak ortak alana elatıldığının sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, elatılan yerin değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32.maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Ne var ki, davanın maktu harç ödenmek suretiyle açıldığı, yargılama sırasında harç ikmali yapılmadığı ve hükümle birlikte de maktu karar ve ilam harcının alındığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
./..
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak dava değerinin davacı tarafa açıklattırılması, bu değer üzerinden peşin harcın alınması, keşfe katılan bilirkişilerden ek rapor alınarak taşınmazın davalı tarafından kullanılan bölümlerinin değerinin saptanması, bu değer başlangıçta gösterilen değerden fazla ise yargılama sırasında eksik harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.