Davacı,davalı işveren nezdinde 13.8.1981-28.8.1981 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının davalı işyerinde 13.08.1981-28.08.1981 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının 13.08.1981-28.08.1981 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının tesbitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; G.İnşaat Ticaret Limited Şirketi adına tescilli ..... sicil nolu iş yerinde davacının 13.08.1981 tarihinde işe girdiğine ilişkin giriş bildirgesi verildiği, giriş bildirgesinde işveren ünvanı olarak T., M.K.yazılmış ise de işveren olarak sözkonusu şirket kaşesi ile imzalandığı, kurum kayıtlarında işyerinin şirket adına tescil edilerek 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, işveren G.İnşaat Ticaret Limited Şirketiolduğu halde M. K. hasım gösterilerek dava açılmış yargılamaya devam edilip dava sonuçlandırılmıştır Davanın hasımda değil temsilcide yanılma sonucu açılması halinde davanın, reddedilmeyip gerçek temsilciye yöneltilmesi gerektiği, Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Dava, G.İnşaat Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılması gerekirken M.K. aleyhine açılmıştır. Hal böyle olunca hasımda değil temsilcide yanılma olduğu ortadadır. Yapılacak iş ; davacıya dava dilekçesinde davalı adının düzelttirilerek , yöntemince davanın G.İnşaat Ticaret Limited Şirketine yöneltilmesini sağlayıp dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkili sağlamak ve varsa göstereceği delilleri toplayarak tüm delilleri değerlendirip çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir, Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 01.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.