4. Hukuk Dairesi 2013/9795 E. , 2013/12693 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 17/04/2012 gün ve 2012/2755-2012/6619 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’nun 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine 02/07/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dairemizin E: 2012/2755, K: 2012/6619 sayılı ilamının 2/a bendinde, bozma sonrası ıslah yapılamayacağından bahisle mahkemenin kararı bozulmuştur. Bu görüşün temeli 04/02/1948 tarih, E: 1944/10, K: 1948/3 sayılı İBK na dayanmaktadır.
İBK, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin hükmünü iki gerekçeye dayandırmıştır: 1) davaların gereksiz yere uzamaması ve 2) usuli kazanılmış hakların ihlal edilmemesi. Bozma kapsamı dışında bırakılan ve kesinleşen hususlarda ıslah yapılamayacağı kuşkusuzdur. Bozmanın konusunu oluşturan ve uyulmakla bozma doğrultusunda yeniden tahkikat gerektiren konularda ise, hüküm aleyhine bozulan için usuli kazanılmış haklardan söz edilemez.
1086 sayılı HUMK 84, 6100 sayılı HMK 177/1’e göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir.
Ayrıca, ıslahla müddeabihin arttırılamayacağına ilişkin kanun hükmünün, Anayasa Mahkemesi"nin 21/01/2000 tarih ve 1-2 sayılı kararıyla iptal edilmesinden sonra anılan İBK nın kapsamı ve şumulü yeniden değerlendirilmelidir.
Kanunda ıslahın tahkikatın hitamına kadar yapılabileceği açıkça belirtilmiştir. “Daha yeni ve dolaylı olarak ıslah kurumu ile ilgili İBK da ise (İBK: 04/02/1959, 13/5; RG, 28/04/1959, 10193), bozmadan sonra bozma kararına uyulması ile davada yeniden tahkikata başlanılmış olacağı kabul edilmiştir.” (PEKCANITEZ, Prof. Dr. Hakan-ATALAY, Prof. Dr. Oğuz-ÖZEKES, Prof. Dr. Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 12. Bası, Yetkin Yayınları, ... 2011, sh: 406)
Bu nedenle bozmadan sonra yeniden başlayan tahkikat safhasında ıslah mümkündür. Aynı görüş için bakınız: 1- KURU, Prof. Dr. Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, ... 2001, 4. cilt sh: 3979; 2- (KURU’dan naklen) ANSAY, Sabri Şakir, Hukuk Yargılama Usulleri, 6. baskı ..., sh: 184; 3- ÖNEN, Doç. Dr. Ergun, Medeni Yargılama Hukuku, Sevinç Matbaası, ... 1979, sh: 178; 4- YILMAZ, Prof. Dr. Ejder, Islah, Değiştirilmiş İkinci Bası, Yetkin Yayınları, ... 2010, sh: 485; 5- TUTUMLU, Mehmet Akif, Kuram ve Uygulama Işığında Medeni Usul Hukukunda Islah, Seçkin Yayıncılık, ... 2010, sh:120; 6- HGK, T: 16/03/2005, E: 2005/13-97, K: 2005/150
Somut olayda, Yerel Mahkeme E: 2004/198, K: 205/92 sayılı kararıyla davayı esastan reddetmiş; Dairemiz E: 2006/6961, K: 2007/6057 sayılı ilamıyla, “... 12/07/2004 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının toplam 209.203 m3 malzeme çıkarıp depoladığı tespit edilmiştir... zarar miktarının tespit edilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken...” denilerek bozulmuş; Yerel Mahkeme bozmaya uymuş ve bozmada belirtilen miktardaki malzemenin zararı konusunda bilirkişi raporu almış, davacı da bu rapora göre davasını ıslah etmiştir. Yerel Mahkeme ıslahla artırılan miktar üzerinden E: 2008/95, K: 2011/479 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar vermiştir. Dairemizin E: 2012/2755, K: 2012/6619 sayılı 2. bozmasının 2/a bendinde ise, bozma sonrası ıslah yapılamayacağından bahisle mahkemenin kararı bozulmuştur. Islahla davalının ihlal edilmiş bir usuli kazanılmış hakkı yoktur. Islah yüzünden davanın sürüncemede kalması da söz konusu değildir. Bu yüzden davacının karar düzeltme talebi kabul edilmeli ve bozma ilamının 2/a bendi kaldırılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 02/07/2013