12. Hukuk Dairesi 2016/20911 E. , 2017/12557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte; borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, örnek 10 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğu, mahkemece, tebligat yapılan adreste davacının oturduğu, ancak tebliğ alan damadı...’un davacı ile aynı adreste ikamet etmediği, tebligatın ilgiliye veya aynı adreste birlikte oturanlara tebliği gerektiğinden birlikte oturmayan davacının akrabasına yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, tebliğ tarihinin, borçlunun takipten haberdar olduğunu beyan ettiği 17.06.2015 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesine göre “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesinde ise; “Kendisine tebligat yapılacak kişi adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, şikayetçi borçlu adına çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatın, mahkemece de mernis adresi olduğu tespit edilen adrese sevk edilerek “..muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden ehil birlikte çalışan damadı...’a tebliğ edildi” şerhi ile 02.06.2015 tarihinde yapıldığı, tebligatı alan kişinin, borçlunun “damadı” ve “çalışanı” sıfatı olduğu görülmekle birlikte, şikayetçi borçlunun, kendisi adına tebligat yapılan damadı ile aynı konutta oturmadığını ileri sürdüğü, mahkemece, tebliğ tarihi itibariyle bu hususta kolluk araştırması yaptırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, tebliğ tarihinde (02.06.2015 tarihinde), borçlunun tebligat yapılan adresinin, iş yeri mi yoksa konut mu olduğunun, konut olması halinde, borçlunun tebliğ adresinde kendisi adına tebligat yapılan damadı... ile birlikte oturup oturmadığının, iş yeri olması halinde ise, bu kişinin borçlu ile birlikte çalışıp çalışmadığının kolluk marifetiyle ve sunulan her türlü delille yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazları ile borçlunun temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.