14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/1293 Karar No: 2010/2298 Karar Tarihi: 03.03.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/1293 Esas 2010/2298 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/1293 E. , 2010/2298 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.07.2000 gününde verilen dilekçe ile yola ve çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 5 sayılı parsel maliki davalının kısmen kendi parselinin çap kaydında kalan taşınmazına yol olarak kullanmak üzere elattığını, kısmen de orijinal paftasında yol olarak haritasına işaretlenen taşınmaz bölümünü kapattığını ileri sürerek oluşan haksız elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davacının maliki olduğu 5 sayılı parsele bilirkişi krokisinde A harfi ile işaretlenen 115.15, B harfi ile gösterilen 64.34 ve C harfi ile işaretlenen 40.86 m2’lik alana davalının haksız elatmasının önlenmesine, ayrıca yol olduğu saptanan 03.09.2009 tarihli krokide yeşil renkle gösterilen taşınmaz bölümüne de müdahalesinin men’ine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Yollar ya kadimden beri bu amaçla kullanılan veya tahsis yoluyla kamunun yararlanmasına sunulan taşınmaz bölümleridir. Yollar üzerinde kişilerin bireysel hakları söz konusu edilemeyeceğinden ilgilisi olan her şahıs yola ilişkin olarak men’i müdahale kararı isteyebilir. Diğer taraftan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesine göre yollar tapuya tescil edilmez. Haritasına işaretlenmekle yetinilir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden kadastro çalışmaları sırasındaki paftasına işaretlenen yol 08.06.2004 günlü krokili raporda kesik yeşil çizgilerle işaretlenmiş ve patika yol olarak nitelendirilmiştir. Kuşkusuz davacı, orijinal paftasında yol olarak işaretlenen yere başkalarının elatmaları varsa kaldırılmasını isteyebilir. Oysa, hükme dayanak yapılan 03.09.2009 günlü krokide yeşil renkle taranan yer orijinal paftasına uyumlu değildir. Bilirkişiler bu durumu patika yolun daha sonra köylülerce genişletildiğini ifade ederek açıklamışlarsa da sonradan yaratılan fiili durum o yerin yasal anlamda yol olarak kabulünü gerektirmez. Bu açıklamalara göre mahkemece yapılması gereken iş; yerinde yeniden keşif yaparak orijinal paftasındaki yol olarak işaretlenen yeri arazi üzerinde saptamak, fen bilirkişisine bu yeri işaretletmek, bu yere davalının elatması varsa elatmanın kaldırılmasına karar vermekten ibaret olmalıdır. Değinilen bu husus bir yana bırakılarak fiili duruma göre uyuşmazlığın çözümü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.