4. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/299 Karar No: 2020/254 Karar Tarihi: 23.01.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/299 Esas 2020/254 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Aslı ve birleşen dava, kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Davacı kurumun denetim sonucu malzemelerle sahada kullanılan malzeme miktarları arasında farklılık bulunması nedeniyle oluşan kamu zararının davalılardan tahsil edilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davacı kurumun davalılardan dosyadaki mevcut delil ve belgelere göre bir alacağının olmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Ancak, dava konusu olaya ilişkin olarak davalılar hakkında açılan kamu davasında beraat kararı verilmiştir. Bu nedenle, hukuk hakimi ceza mahkemesinin belirlediği maddi olgunun bağlayıcı olduğu kabul edilerek, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/212 esas sayılı dosyasının sonuçlanması beklenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek uygun bir karar verilmelidir. Türk Borçlar Kanunu'nun 74. maddesi uyarınca hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 18/08/2010 gününde verilen dilekçe ile, birleşen davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 18/08/2010 gününde verilen dilekçe ile kurum zararının tazmini istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Asıl ve birleşen dava, kurum zararının tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacı ... Başkanlığında yapılan denetim ve inceleme neticesinde; harcama evraklarında bulunan malzemelerle sahada kullanılan malzeme miktarları arasında farklılık bulunması nedeniyle usulsüzlük bulunduğu ve kamu zararı oluştuğunun tespit edildiğini belirterek oluşan zararın davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacı kurumun davalılardan dosyadaki mevcut delil ve belgelere göre bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, dava konusu olaya ilişkin olarak davalılar ... ve ... haklarında Kırşehir 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/392 esasına kayden "Görevi Kötüye Kullanma" suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalıların atılı suçtan beraatine karar verildiği, anılan kararın temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 5. Ceza Dairesince; "eylemlerin sübutu halinde ihaleye fesat karıştırma ya da üçüncü kişi yararına zimmet suçlarını oluşturabileceği anlaşılmakla, bu suçlar yönünden fiilleri nitelendirme, kanıtları değerlendirme ve davaya bakma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması uygun görülmeyerek kararın bozulmasına" karar verildiği, bozma kararı üzerine yargılamaya Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/212 esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiği, dosyanın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. ./..
-2-
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK"nın) 74. maddesi (818 sayılı BK"nın 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de; hem öğretide hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir. Dava konusu olayın özelliği nedeniyle Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/212 esas sayılı dosyasının sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmeli ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek yazılı biçimde karar verilmiş olması, usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.