18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14563 Karar No: 2014/14025 Karar Tarihi: 13.10.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/14563 Esas 2014/14025 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sarıveliler Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesi tarafından temyiz istemleri değerlendirilmiştir ve karar bozulmuştur. Bozma nedenleri şunlardır: 1) Değer tespitinde farklı bir yılın esas alınması, 2) Vekalet ücreti takdir edilmemesi, 3) Kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davada uzun süren bir yargılama sonucunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği, 4) Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, bu sürenin bitiminden itibaren faiz işletilmesi gerektiği. Detaylı kanun maddeleri ise şunlardır: 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesi, 11. maddesinin (f) bendi hükmü, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi, 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkra (yürürlük t
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrasında; bilirkişilerce -aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (dava tarihinin) esas tutulacağı öngörüldüğünden, davanın açıldığı 2013 yılına ait verilerin esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunca henüz 2013 yılına ait verilerin oluşmadığı gerekçesi ile taşınmazın değerlendirilmesinde 2012 yılı verilerinin esas alınması suretiyle m² değerinin tespit edilmesi, 2-Davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit ve tescil dosyasında belirlenen kamulaştırma bedeli ile Kamulaştırma Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca açılan acele el koyma dosyasında yatırılan bedel arasındaki farka faiz işletilmesi gerekirken, yasal faiz işletilmesine karar verilmemesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.