1. Ceza Dairesi Esas No: 2009/8997 Karar No: 2011/3458 Karar Tarihi: 31.05.2011
Kasten öldürmeye teşebbüs - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2009/8997 Esas 2011/3458 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Antalya İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bir kasten öldürme davasında, sanık Y.G.'nin mağdur M.Y.'i öldürmeye teşebbüs suçundan suçlu bulunduğu ve cezalandırıldığı bir hüküm verildi. Ancak, sanık müdafii tarafından Yargıtay'a temyiz başvurusu yapıldı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir önceki bir davada açıkladığı ve CMK'nın 266/3. maddesinde belirtilen prensibe göre, zorunlu müdafii ile küçük sanıkların iradeleri yasa yoluna başvurma konusunda çelişirse, müdafiinin iradesi geçerli sayılmalıdır. Bu sebeple, dava dosyası Yargıtay'a gönderildi ve dosyayı inceleyen Daire, öncelikle sanığın temyizden vazgeçme iradesine itibar edilemeyeceğine karar verdi. Kararda, gerekçeleri kabul edilen savunmanın kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiği belirtildi. Ancak, mağdura ait tedavi belgeleri ile film ve grafilerin dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumu'na gönderilerek, mağdurun yaşamsal tehlike geçirmesine neden olup olmadığı hususlarında rapor alınması gerektiği, suç niteliğinin belirlenmesi gerektiği belirtildi. Bu eksiklik sebebiyle, hüküm bozuldu. Kararda belirtilen kanun maddesi ise, CMK'nın 266/3.
1. Ceza Dairesi 2009/8997 E. , 2011/3458 K.
"İçtihat Metni"
TEBLİĞNAME : 1-B/2009/223420 MAHKEMESİ :(ANTALYA) İkinci Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ VE NO : 30/04/2009 gün ve 6/226 SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
M.. Y.."i kasten öldürmeye teşebbüsten sanık Y.. G.."nun yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (ANTALYA) İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 30/04/2009 gün ve 6/226 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30/05/2006 tarih ve 1-131/146 sayılı kararında açıklandığı ve CMK.nun 266/3.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, zorunlu müdafii ile küçük sanıkların iradelerinin yasa yoluna başvurma konusunda çelişmesi halinde müdafiinin iradesi geçerli sayılacağından, 23/08/1992 doğumlu olup dilekçe tarihinde 18 yaşından küçük olan sanığın temyizden vazgeçme iradesine itibar edilmesinin yasal olarak olanaksız olduğu gözetilerek, hükmün sanık müdafiinin temyiz istemi üzerine incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul edilmiş, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle kısmen kabul kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Mağdura ait tedavi belgeleri ile film ve grafilerinin dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumu"na gönderilerek, mağdurdaki yara sayısı ile her bir yaralanmanın ayrı ayrı büyük damar, sinir ve iç organ yaralanmasına, mağdurun yaşamsal tehlike geçirmesine neden olup olmadığı hususlarında rapor alındıktan sonra, sonucuna göre suç niteliğinin belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 31/05/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.