1. Ceza Dairesi Esas No: 2011/3409 Karar No: 2011/4103 Karar Tarihi: 28.06.2011
Adam öldürmeye teşebbüs - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2011/3409 Esas 2011/4103 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kütahya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık R.M., adam öldürmeye teşebbüs suçundan mahkum edildi. Yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucunda hükümde bozma nedeni dışında kanuna aykırı bir durum olmadığı tespit edildi. Ancak, ceza süresi bakımından kazanılmış hak söz konusu olmadığı belirtildi. Sanık tarafından av tüfeğiyle ateş edilmesi sonucu mağdurun ciddi şekilde yaralandığı ve hayati tehlike geçirdiği kaydedilerek, makul bir ceza yerine 9 yıl hapis cezasına hükmedildiği ve bu kararın yasaya aykırı olduğu belirtildi. Kararda, TCK'nun 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zararın ağırlığına göre cezanın belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Kanun maddeleri olarak ise, 765 Sayılı TCK'nun 448, 62, 51/1, 59/2, 81/2, 31, 33 ve 5237 Sayılı TCK'nun 9. maddesi yer aldı.
1. Ceza Dairesi 2011/3409 E. , 2011/4103 K.
"İçtihat Metni"
TEBLİĞNAME : 1-B/2011/26130 MAHKEMESİ :KÜTAHYA Birinci Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ VE NO :16/09/2010-165/219 SUÇ :Adam öldürmeye teşebbüs
Adam öldürmeye teşebbüs suçundan sanık R.. M.. hakkında verilen hüküm Dairemizce onanarak kesinleşmiş olup 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle yeniden duruşma açılarak TCK.nun 81/1,35,29,62 maddeleri gereğince hükümlülüğüne dair (KÜTAHYA) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 16/09/2010 gün ve 165/219 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi hükümlü müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1)Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/02/2009 gün ve 2008/220 Esas, 2009/28 sayılı kararında açıklandığı üzere; infaz edilmiş hükümlere infazdan sonra da birtakım yasal sonuçlar bağlandığı, bu anlamda hakkındaki hüküm infaz edilmiş olan hükümlüler açısından da lehe yasanın belirlenerek uygulanması lehe durumlar oluşturabileceğinden hükümlünün hukuki yararı bulunacağı ve sonraki yasanın cezası infaz edilmiş hükümlü açısından lehe bir durum oluşturup oluşturmayacağının her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gerekeceğinden, bihakkın tahliye tarihi dolduğundan, uyarlama isteminin reddine karar verilmesi gerektiği yönüyle bozma isteyen tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir. 2)Hükümlü R.. M.. hakkında 765 Sayılı TCK.nun 448, 62, 51/1, 59/2, 81/2, 31, 33 maddeleri gereğince kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesince ONANMAK suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca, yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümde bozma nedeni dışında kanuna aykırı cihet görülmediğinden, hükümlü müdafiinin sübuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; Ancak; Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20/06/2006 gün ve 124/165 sayılı, 04/07/2006 gün ve 128/177 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, 5237 sayılı TCK.nun 7 ve 5252 sayılı Yasanın 9. maddeleri uyarınca yapılan uyarlama yargılamasında ceza süresi bakımından kazanılmış hak söz konusu olamayacağı da dikkate alınarak; Oluşa ve dosya içeriğine göre; hükümlünün av tüfeğiyle ateş etmesi sonucu sırt, karın, sağ ve sol uyluk bölgelerinden çok sayıda saçma isabeti alan mağdurun, karaciğer sağ lobda ve ince barsakta yaralanmalar nedeniyle hayati tehlike geçirdiği ve 25 gün iş ve gücünden kaldığı anlaşılmakla, 9-15 yıl arasında ceza öngören 5237 sayılı TCK.nun 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zararın ağırlığına göre alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle makul bir ceza yerine 9 yıl hapis cezasına hükmedilerek eksik ceza tayini, Yasaya aykırı olup, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları üzerine incelenen hükmün değişik gerekçeyle tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 28/06/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.