10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3007 Karar No: 2017/6902 Karar Tarihi: 17.10.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/3007 Esas 2017/6902 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/3007 E. , 2017/6902 K.
"İçtihat Metni"
Dava, sakatlık indirimine dayalı olarak 506 sayılı Kanunun 60/C-b maddesi uyarınca davacıya bağlanan yaşlılık aylığının başlangıçtan itibaren iptaline dair Kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıklarının yasal faizleriyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ilâmında belirtilen gerekçelerle, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 01.06.2009 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanunun 60/C-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığı alan davacının, daha sonra baştan itibaren %32 oranında özürlülük oranının bulunduğundan bahisle aylıkların baştan itibaren kesildiği, 02.03.2011 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu raporunda, davacıya aylık bağlandığı tarihte dikkate alınan hastane raporu nazarında %32 oranında özür olduğunun belirtildiği, 11.05.2012 tarihli, E cetveline göre % 80,0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, 85/9529 karar sayılı muvacehesinde beden çalışma gücünün en az 2/3 "ünü 11/10/2008 tarih ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı Tespit işlemleri yönetmeliği hükümleri kapsamında çalışma gücünün en az % 60’ını kaybetmediğinin malul olmadığının belirtildiği, tarihli raporunda ise, davacı ..."in (raporun sonuç olarak belirtilen kısmında davacı dışında başka bir şahsın kimliği belirtilmiştir) 2006 tarihinde yayımlanan özürlülük ölçütü sınıflandırılması yönetmeliğine göre %36,28 oranında engelli olduğunun bildirilmesi üzerine, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 506 sayılı Kanunun aylık bağlandığı tarihte yürürlükte olan 60/C-b maddesi “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olan sigortalıların yaşları ne olursa olsun en az 15 yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmak şartıyla yaşlılık aylığından yararlanacaklarını” öngörmekte olup, bu koşulların başında ise, öncelikle
ve özellikle, “sakatlığı nedeniyle gelir vergisi indiriminden yararlanmaya hak kazanmış olmak” hususunun saptanması önem arz etmektedir. Bu bakımdan mahkemece, davacının %40’lık iş gücü kaybını gerektiren bulguların başlangıçta var olup olmadığı (diğer bir deyişle aylık bağlamaya esas alınan raporun gerçek dışı düzenlenmiş olup olmadığı) konusunun üzerinde durulması gerekmektedir. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, her ne kadar en son rapor alınmış ise de, ilgili raporun sonuç kısmında dava dışı başka bir şahsın kimliğine yer verilmesi ile ilgili mevzuatın sırasıyla irdelenmediği anlaşılmakla, davacının özürlülük oranının belirlenmesi yönünden, 18.03.1981 tarih ve 8/2620 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla belirlenen “Sakatlık İndiriminden Yararlanacak Hizmet Erbabının Sakatlık Derecesinin Tespit Şekli İle Uygulaması Hakkındaki Yönetmelik” ile 16.07.2006 ve 30.03.2013 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ler dikkate alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinde yeniden bu kapsamda rapor aldırılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. O hâlde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.