14. Hukuk Dairesi 2016/14608 E. , 2020/2468 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.11.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ...’dan alacaklı olduğunu belirterek alacağının tahsili için 246, 960, 1137, 1198, 1223, 1645, 1647, 1737, 1994, 2118 ve 2121 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalılardan ..., ..., ... ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan ve 15.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Bu durum kanun değişikliğinden kaynaklandığından usuli kazanılmış hak da oluşturmaz.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre davaya konu 246, 960, 1137, 1198, 1223, 1645, 1647, 1737, 1994, 2118 ve 2121 parsel sayılı taşınmazların tamamı davalılardan borçlu ... murisi olan ...’un üzerine kayıtlı olduğu görülmüş olup taşınmazların henüz mirasçılar üzerine intikalinin yapılmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle taşınmazların tamamı elbirliği halinde olduğundan davalılardan borçlu ...’un haczedilen payının doğrudan icra yolu ile satışı mümkün olmayıp davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-h. maddesi gereğince hukuki yararının olduğu ortadayken davanın kabulü yerine mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 02.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.