17. Hukuk Dairesi 2009/9323 E. , 2010/683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 2.2.2010 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalı tarafından kullanılan aracın meydana gelen kaza sonrasında tamamen hasar gördüğünü ve diğer araçtaki ... ’ın yaralandığını ileri sürerek, araç hasarı ve ... ’a sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminatın müvekkilinden rücuan talep edilmesi nedeniyle doğacak zararı toplamı 50.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacının kusuru ile kazanın meydana geldiğini ve talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, araç hasarı nedeniyle davalı araç sürücüsünden tazminat talep edilebileceği ancak, dava dışı ... ’a ödenen tazminatın rücuan davacıdan talep edilebileceğine dayalı istemin hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 22.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıya ait aracın sürücüsü olmadığını savunmuştur. Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu yaralamaya neden olmak suçundan dolayı, araç sürücüsü oldukları iddiasına dayalı olarak, davacı ve davalı hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin ... Esas sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonunda, davacı hakkında beraat, davalı hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca her ne kadar hukuk mahkemesi, ceza mahkemesince verilen beraat kararı ile bağlı değil ise de, ceza mahkemesince belirlenen maddi vakıa hukuk mahkemesini bağlar. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, sanık (davalı) tarafından temyiz edilmiş olup, karar henüz kesinleşmemiştir. Bu nedenle öncelikle, araç sürücüsünün kimliğinin belirlenmesi yönünden Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 02.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.