1. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/14840 Karar No: 2016/3593 Karar Tarihi: 24.03.2016
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/14840 Esas 2016/3593 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2014/14840 E. , 2016/3593 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl dava, bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise ortak alana elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Asıl davada davacı, maliki olduğu 764 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlere davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş, birleşen davada ise maliki olduğu 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlere bitişik olan ancak projede görünmeyen bölüme de davalıların haksız olarak müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından asıl davanın reddine dair verilen karar sebebiyle temyiz edilmiştir. Çekişme konusu 764 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin davacı adına kayıtlı olduğunu sabittir. Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 6. maddesi uyarınca, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, asıl davaya konu çekişmenin çözüme kavuşabilmesi için öncelikle asıl davanın açıldığı tarihte haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalıların dava konusu taşınmazlara elatıp atmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Ne var ki; mahkemece, asıl dava tarihi itibariyle haksız elatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın neticeye gidilmiştir. Hâl böyle olunca, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak ve bildirilecek tanıklar dinlenerek davalıların dava konusu taşınmazlara dava açıldığı tarihte herhangi bir müdahalesinin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.