Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11895 Esas 2021/859 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11895
Karar No: 2021/859
Karar Tarihi: 08.02.2021

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11895 Esas 2021/859 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, hizmeti nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezaları ile cezalandırılmış ve hapis cezası ertelenmiştir. Ancak denetim süresi içinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlemesi nedeniyle ertelenen hapis cezası aynen infaz edilmiştir. Sanık, İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinde yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne dair gerekçeli kararın tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile kanun yararına bozma talebinde bulunmuştur. Ancak yapılan incelemede, gerekçeli kararın sanığın beyan ettiği ve aynı zamanda mernis adresi olan adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından dolayı kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2, 62 ve 52/2. maddeleri, 51/1. madde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2, 21/1 ve 2, 23/1-8 maddeleri, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi.
15. Ceza Dairesi         2020/11895 E.  ,  2021/859 K.

    "İçtihat Metni"



    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 155/2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 80,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, hapis cezasının anılan Kanun"un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine dair İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2013 tarihli ve 2010/1593 esas, 2013/278 sayılı kararının 09/09/2013 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içinde 10/07/2014 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, erteli hapis cezasının aynen infazına ilişkin İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/07/2015 tarihli ve 2010/1593 esas, 2013/278 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2015 tarihli ve 2015/1914 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 22/10/2020 gün ve 94660652-105-34-13072-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/10/2020 gün ve 2020/94628 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen 27/06/2013 tarihli kararın, sanığın mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi gereğince 01/08/2013 günü tebliğ edilerek kesinleştirilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda; sanığın gıyabında verilen İstanbul Anadolu 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/06/2013 tarihli kararının sanığın savunmasında bildirdiği ve aynı zamanda mernis adresi olan "Şerifali Mah. Beyit Sk. No:10 İç Kapı No:1 Ümraniye/İstanbul" adresine, öncelikle 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine uyarınca tebligat yapılarak, yapılan tebligatın iade edilmesi halinde, bu sefer anılan Kanun"un 21/2. maddesine gereğince tebliğ edilmesi yerine, 01/08/2013 tarihinde doğrudan 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işleminin geçerli sayılamayacağı, bu nedenle anılan kararın kesinleşmediği ve denetim süresinin başlamadığı, dolayısıyla denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlendiği gerekçesiyle aynen infaz kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    İncelenen dosya kapsamına göre, hükümlünün yokluğunda verilen mahkumiyet hükmüne dair gerekçeli kararın tebliğ işleminin usulsüz olduğundan ve dolayısıyla hükmün henüz kesinleşmediğinden bahisle kanun yararına bozma isteminde bulunulmuş ise de, mahkemece gerekçeli kararın, hükümlünün yakalama kararı üzerine yapılan sorgusunda beyan ettiği ve aynı zamanda mernis adresi olan adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminde hukuka aykırı bir yön bulunmadığından ve dolayısıyla kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2015 tarih ve 2015/1914 D.İş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 08/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.