Davacı, Bağ-Kur"a borcu bulunmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 01.07.1998 tarihinden itibaren 2926 sayılı yasa kapsamında sigortalı olan davacının, 07.2004 tarihinde başlayan vergi kaydı nedeniyle, anılan tarihten itibaren 1479 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılığının yeniden başlatılarak, Tarım Bağ-Kur kapsamında primlerini yatıran davacıdan 1479 sayılı yasaya göre prim yatırmadığından giderek prim borcu olduğu halde, haksız olarak kurum sağlık yardımından yararlandığından bahisle, 15.06.2006 tarihi itibarıyla yersiz ödenen gecikme zammı dahil 7.500,85-YTL nin iadesini istemine ilişkin kurum işleminin iptali istemine yöneliktir. Davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 01.07.1988 yılında tescilinin yapıldığı ve 30.06.2006 tarihi itibarıyla prim borcunun bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 01.01.2004 tarihinde başlayan vergi kaydı nedeniyle 1479 sayılı yasa kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı yeniden başlatılan davacıya bu durumun bildirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Davacıdan 2926 sayılı yasaya göre prim tahsil eden ve bu yasa kapsamında sağlık yardımından yararlandıran kurumun, vergi kaydından sonra yeni sigortalılık durumu ve primlerin farklılığına ilişkin olarak sigortalıyı uyarma görevinin olduğu açıktır. Dosya içerisinde davacının 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılığının yeniden başlatıldığı ve buna göre primlerini yatırması gerektiği konusunda uyarıldığına ilişkin bilgi ve belge yoktur. Esasen davalı kurumda böyle bir savunmada bulunmamıştır. Davacı sosyal güvenliğe sahip olduğu inancı ile primlerini yatırmış ve kurumda uyuşmazlık çıkarmadan bu primleri tahsil ederek davacıyı sağlık yardımından yararlandırmıştır. Hal böyle olunca da davacıdan geçmişe yönelik olarak sağlık harcamalarının istenmesinin iyi niyet kurallarına aykırı olduğu açıktır. Öte yandan 5565 sayılı yasanın 29. maddesi gereğince Tarım Bağ-Kur Sigortalısı olarak sağlık yardımından yararlanan davacıya yapılan sağlık harcamalarının 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğundan bahisle geri istenmesi de mümkün değildir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.