19. Hukuk Dairesi 2019/2052 E. , 2019/4555 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının davacıdan tıbbi ilaç, malzeme ve ürün satın aldığını, davalıya irsaliye ile teslim edilen mallara ilişkin faturaların davalının ticari defterlerine de işlendiğini ancak bedellerinin ödenmemesi üzerine yapılan ilamsız icra takibinin davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile durduğunu iddia ederek davalının vaki itirazının iptali ile davalı aleyhine %20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davaya konu fatura tutarını karşılar mahiyette mal sunulduğunu kanıtlaması gerektiğini, faturaların tebliğ edilmesi hatta ticari defterlere işlenmesinin dahi faturaların kesinleştiği sonucunu doğurmadığını, davalı aleyhine icra inkâr tazminatı ve işlemiş faiz de istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, takip konusu faturaların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının HMK"nun 222/3 maddesi uyarınca söz konusu kayıtların aksini kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 86.003,50 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, %20 oranında 17.200,70 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/12619 esas, 2016/3379 karar ve 29.02.2016 tarihli kararı ile " Mahkemece yapılan yargılama sonucunda kısa kararda icra inkâr tazminatı talebinin reddine denildiği halde mahkemece gerekçeli kararda sehven reddedildiğinden belirtilerek, icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir. Hüküm ile gerekçe arasında bu çelişki nedeniyle HMK."nın 297/2 ve 298/2 maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tarafların ticarî defterlerinin TTK uyarınca usulüne uygun tutulduğu, sahipleri lehine delil vasfını taşıdığı, davacının ticari defterlerindeki kayıtlarda davalıdan 86.003,50 TL alacaklı gözüktüğü, davalının da ticari defterlerindeki kayıtlarda davacıya 86.003,50 TL borçlu bulunduğu, ticarî defterlerdeki kayıtların aksinin davalı tarafından senet veya diğer kesin deliller ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın ön incelemesinde davalı vekilinin vekâletnamesinin süreli olduğu, kararın tebliği ve temyiz tarihinde geçerli vekâletnamesi olmadığından dosyanın eksiklik talebiyle geçerli vekâletname istenmiş, davalı vekili böyle bir vekâletnamesinin olmadığını yazılı olarak bildirmiştir. Bunun üzerine Dairemizin 2017/2265 esas ve 2019/2200 karar ve 02.04.2019 tarihli kararı ile hükmün davalı asile tebliği ile yasal temyiz süresinin beklenilmesinin ardından Dairemize gönderilmesi için geri çevrilmiş, tebligata rağmen hüküm davalı tarafından temyiz edilmemiştir. Yerel mahkeme dosyayı mevcut hâliyle Dairemize göndermiştir. Yetkisi olmayan vekilin temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davaya ehliyet yokluğu nedeniyle temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.