15. Ceza Dairesi Esas No: 2018/1357 Karar No: 2018/1779 Karar Tarihi: 19.03.2018
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/1357 Esas 2018/1779 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2018/1357 E. , 2018/1779 K.
"İçtihat Metni"
Güveni kötüye kullanma suçundan şüpheliler ..., ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27.09.2016 tarihli ve 2016/2576 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.12.2016 tarihli ve 2016/5108 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26.01.2018 gün ve 94660652-105-59-10393-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2018 gün ve 2018/8414 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Şüpheli...hakkında verilen ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda herhangi bir usûl ve yasa hükmüne aykırılık bulunmadığı düşünüldüğünden, adı geçen şüpheli hakkında itirazın reddine ilişkin verilen Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.12.2016 tarihli ve 2016/5108 değişik iş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulmayarak yapılan incelemede, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Dosya kapsamına göre, soruşturma konusu dairelerin ikisinin birden müştekinin babasının ölümünden yalnızca bir gün sonra, rayiç bedellerinin çok altında şüphelilerden ... tarafından, diğer şüpheli ...’e satılmış olması, müştekinin, hakkında iddianame düzenlenen diğer şüpheli ... ile şüpheliler ... ve ... arasında akrabalık ve iş ilişkisi bulunduğunu, buna dair birçok tanığın bulunduğunu, keza söz konusu dairelerin ...’e satılmasından sonra da onun tarafından ...’a borçlarına karşılık ipotek ettirildiğinin iddia etmesi karşısında, bahse konu iddiaların doğruluğu araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği değerlendirildiğinden, eksik soruşturmaya dayalı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ortada 5271 sayılı Kanun’a uygun bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun’un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapılmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabul edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Çorlu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30.12.2016 tarih ve 2016/5108 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.