18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1102 Karar No: 2014/5646 Karar Tarihi: 27.03.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/1102 Esas 2014/5646 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, nüfus kaydındaki isminin V.. D.. olduğunu tespit ettirmek istiyor. Mahkeme, davacının nüfus kaydındaki kişi olduğuna karar veriyor ancak nüfus müdürlüğü kararı temyiz ediyor. Yargıtay, mahkemenin sadece tanık ve kolluk beyanlarına dayanarak karar vermemesi gerektiğini belirtiyor. Davacının DNA testi yaptırmasına konusunda HMK 325. maddeye göre süre verilip yatırılmadığı takdirde, ileride bu gideri ödemek zorunda kalabilecek kişilerden alınmak üzere Hazine'den ödenmesi gerektiğini belirtiyor. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 325. maddesi ve HUMK'nun 428. maddesi kararda yer alıyor.
Dava dilekçesinde, davacının nüfus kaydındaki isminin V.. D.. olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı nüfus müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, uzun yıllar önce Suriye Arap Cumhuriyetine göç ettiğini, bugüne kadar Türkiye"de resmi kimliği ile işlem yapmadığını elinde Türkiye"ye ait herhangi bir kimlik bulunmadığını, Suriye"deki iç savaş nedeni ile kesin dönüş yaptığını, ancak nüfus cüzdanının bulunmadığını yeni nüfus cüzdanı da alamadığını bildirerek, Mardin İli Midyat İlçesi nüfusa kayıtlı 01.01.1929 doğumlu V.. D.."in şahsı (davacı) olduğuna karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının DNA yaptırmak için yeterli parası olmadığını bildirmesi, bu konunun takdiri delil olduğu gerekçesi ile DNA yaptırılmamış, tanık beyanı davacının Suriye kimliğindeki fotoğrafı dikkate alınarak yapılan kolluk araştırmasına göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacının kendisi olduğunu iddia ettiği V.. D.."in 01.01.1929 doğumlu olup, kendisi ve eşi Havran"ın nüfus kaydının ölüm bölümünün "bilinmeyen" nedenle kapalı olduğu, 08.03.1990 tarihinde tescil edilmiş 2 çocuğunun bulunduğu ve sağ oldukları anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarındaki tespit istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraf, kolluk ve tanık beyanları ile yetinilmeyip davacıya gideri yatırması konusunda HMK 325. maddeye göre süre verilip yatırılmadığı takdirde, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazine"den ödenmesi suretiyle bu iddia ile ilgili olarak davacı beyanına göre de sağ oldukları anlaşılan, çocukları ile davacı arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.