Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6987 Esas 2015/17367 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6987
Karar No: 2015/17367
Karar Tarihi: 21.12.2015

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6987 Esas 2015/17367 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2015/6987 E.  ,  2015/17367 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, dava dışı ... ve...ile davalı arasında imzalanan ve müvekkilinin kefilliği bulunan bayilik sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak müvekkilinin söz konusu bayilik sözleşmesindeki kefaletinin geçerli olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece toplanan delillere göre, bayilik sözleşmesi ve dolayısıyla kefillik sözleşmesi yazılı bir şekilde yapılmış olup, sözleşmenin 6. maddesinde kefilin 60.000,00 TL"den sorumlu tutulacağı, 9. maddesinde ise kefil olanların sözleşmenin tüm maddelerinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı belirtildiğinden, belli bir miktarı içeren kefillik sözleşmesinin geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, tarih taşımadan sözleşme 1 yıl süreli olarak tanzim edilmiş ise de; fesih ihbarı olmaması halinde her sene aynı şartlarla birer yıllık süreler halinde uzayacağı kararlaştırıldığından ve kefil olan davacı da sözleşme ile bağlı kaldığından, sözleşmenin bitiminden 30 gün önce yazılı bildirimde bulunmak koşuluyla feshedildiği ispat edilemediğinden, kefillik sözleşmesinin geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğu, sözleşmenin 7. maddesinde üretici hesaplarının esas alınacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede üretici olarak belirtilen davalı şirket defterlerinin incelenmesi ile 2012 yılı itibariyle 18. İcra Müdürlüğü"nün 2011/1818 sayılı dosyasından takip tarihi itibarıyla davadışı sözleşmede bayi olarak adlandırılan...."nin davalıya 46.277,55 TL borçlu kaldığının belirlendiğini, 23. İcra Müdürlüğü"nün 2010/11324 sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte ise haczedilen araç rehinli olduğundan davalı şirkette bir ödeme yapılmadığı böylece dava dışı...."nin davalıya icra takibinden daha fazla borçlu kaldığı sonucuna varıldığı, davacının da geçerli kefaleti nedeniyle bu miktardan davalıya karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Kefalet sözleşmesi BK"nın 484. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede açıkça gösterilmesi gerekir. Yanlar arasındaki sözleşmenin genelinde ve 6. maddesinde kefilin sorumlu olacağı miktar açıkça gösterilmemiştir. Bu maddede kefilin de borçluyla birlikte teminat taahhüdünde bulunduğu yazılıdır. Bu maddenin yorumundan kefaletin geçerli olduğundan bahsedilemez BK."nundaki kefilin sorumluluğunu düzenleyen hükümler dikkate alındığında bu maddenin kefilin aleyhine yorumlanması mümkün değildir. Mahkemece kefaletin geçerlilik şartına uygun olarak sözleşmede düzenleme olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulmasına gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.