Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/23707 Esas 2010/6215 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/23707
Karar No: 2010/6215
Karar Tarihi: 16.03.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/23707 Esas 2010/6215 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2009/23707 E.  ,  2010/6215 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 14/04/2009
    NUMARASI : 2009/14-2009/542


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    İİK.nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş  itirazda, tebligat usulüne uygun olarak  yapılmış olup, muhatap bir engel nedeni ile süresi içinde  itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösteren delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. İcra  Hakimi , gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip  edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi  durur.  Aynı celse de alacaklı  itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata  devam  olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir.
    Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebliğat usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Bu durumda  icra hakimi, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak  yapılıp  yapılmadığını inceleyecek ve aynı kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihini düzeltecektir.
    Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi  sonuca etkili  değildir. Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince, hukuki sebebin  ve uygulanacak  yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur.(HGK.5.6.1991-1991/12-258E-344K.)
    Somut olayda,  borçlu vekilinin başvurusu  usulsüz  tebligata  dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda  mahkemece tebligatın usulsüzlüğünün belirlenmesi halinde,  tebliğ  tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi  gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi  isabetsizdir.
    SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.