10. Hukuk Dairesi 2017/958 E. , 2017/1902 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yurtdışında Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri talep tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aranmaksızın 3201 sayılı Kanuna göre borçlanma hakkı bulunduğunun, askerlik borçlanması yapabileceğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.
Davacı, 18.08.1969 ila 01.08.1985 tarihleri arasında yurtdışında Türk vatandaşı olarak çalıştığı dönemlerin 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma hakkı bulunduğunun, 24 aylık askerlik süresini borçlanabileceğinin ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemiş, mahkemece davanın konusuz kaldığı belirtilmiş ise de, dosya kapsamından, davacının 29.08.2012 tarihli borçlanma talebinin, davalı Kurum tarafından reddedilmesi üzerine işbu davanın açıldığı, davacının yargılama safhasında, 13.10.2014 tarihli yurtdışı hizmet borçlanma talep dilekçesi ile 01.01.1983 - 22.10.1984 tarihleri arası 652 günlük borçlanma yapması sonrası 01.12.2014 tarihinden itibaren kısmi aylığının tam aylığa çevrildiği, davada talep edilen kısımlar ile Kurum tarafından yapılan işlemler gözetildiğinde, davanın tam olarak konusuz kalmadığı anlaşılmakla, bir önceki bozma ilamımızda belirtilen, davacının 18.08.1969 ila 01.08.1985 tarihleri arasındaki süreler ile askerlik sürelerinin usulünce borçlanmasının sağlanılması, yurtiçi sigortalılık sürelerinin netleştirilmesi, yaşlılık aylığına ilişkin tahsis dilekçesinin bulunup bulunmadığının araştırılması, tahsis talebinin bulunmaması durumunda dava tarihinin dikkate alınması, kesin dönüş ilkeleri de araştırıldıktan sonra tahsis şartlarının buna göre irdelenmesi hususlarında araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.