4. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/16886 Karar No: 2014/12038 Karar Tarihi: 22.09.2014
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/16886 Esas 2014/12038 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2013/16886 E. , 2014/12038 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 25/06/2013 NUMARASI : 2008/195-2013/608
Davacı M.. B.. vekili Avukat O.. A.. tarafından, davalı C.. K.. aleyhine 17/03/2008 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 25/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 2330 sayılı Yasa"dan kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı idare, davalı tarafından öldürülen dava dışı er A... T.."in yasal mirasçılarına 2330 sayılı Yasa gereğince ödediği tazminatın rücuen tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, ölüm olayının görev kapsamında meydana gelmediğinden bahisle maktul yakınlarına 2330 sayılı Yasa kapsamında yapılan ödemenin rücuunun yasal bir dayanağının bulunmadığı benimsenerek, istemin reddine karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, davalının haksız eylemi nedeniyle ölen erin yakınlarına bir miktar ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı, hukuka aykırı eylemi nedeniyle devleti, zarar görene karşı yükümlülük altına sokmuş ve devlet de bu yükümlülüğünü yerine getirmiştir. Devletin, zarar görene ödeme yapması nedeniyle, mal varlığında bir eksilmenin meydana geldiği, ödemekle yükümlü olan zarar verenin de, tazminat borcunun başkası tarafından ödenmesi nedeniyle ödeme miktarı kadar haksız zenginleştiği açıktır. İşte davacı idare, mahkemeden, yaptığı bu ödemeden davalının kusuru oranındaki kısmının rücuen ödenmesine karar verilmesini isteyebilir. Şu halde, davalının ödemesi gereken miktarın bilirkişi aracılığıyla hesaplanıp hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 22/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.