18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/309 Karar No: 2014/7941 Karar Tarihi: 29.04.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/309 Esas 2014/7941 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, \"Hacı Mehmet Bey İbni İbrahim Namı Diğer Oğlakçı Vakfı\"nın tevliyete ehil vakıf evladı olduklarının tespitini istemişlerdir. Ancak mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise, davacıların babasının kesinleşen mahkeme kararı ile tevliyeti evlada meşrut aynı vakfın tevliyetine ehil vakıf evladı olduğunun tespit edildiğini belirterek, davanın gerekçesiz reddedilmesinin doğru olmadığını vurgulamıştır. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti, Vakıflar Kanunu'na göre görev atama Vakıflar Meclisi'ne aittir ve tevliyetin dolu olması bir dava açılmasına engel değildir. Kararda belirtilen kanun maddeleri: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 6. maddesi.
18. Hukuk Dairesi 2014/309 E. , 2014/7941 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/10/2013 NUMARASI : 2012/141-2013/706
Dava dilekçesinde, tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar dilekçelerinde, Hacı Mehmet Bey İbni İbrahim Namı Diğer Oğlakçı Vakfı"nın tevliyete ehil vakıf evladı olduklarının tespitini istemişler; mahkemece, talep edilen tevliyetin dolu olduğundan vakıf yönetiminin istikrarsızlığa gidip zarara uğrayabileceği bu nedenle hukuksal yararları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespitine karar verilebilmesi için öncelikle vakfeden ile soybağının ispatlanması, sonra da vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Tevliyete ehil vakıf evladı olduğunun tespiti mahkemeye 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun 6. maddesi gereğince göreve atama Vakıflar Meclisi"ne ait olduğundan halen tevliyetin dolu olması böyle bir dava açılmasına engel değildir. Zira davacıların bu şekilde bir tespit kararı almaları halinde doğrudan doğruya vakıf yönetimine geçemeyecekleri ancak tevliyetin ölüm, azil, istifa vs. gibi nedenlerden boşalması halinde derhal Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurabilecekleri böylelikle emek ve zamandan tasarrufu sebebiyle önceden böyle bir davayı açmalarında hukuki yararları bulunmaktadır. Bir başka açıdan da bu hallerde mülhak vakfın uzun süre emaneten yönetilmesini önleyebileceklerdir. Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında Dairemizin 16.01.2012 gün 2011/11134 E.-2012/129 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; davacıların babası Raif Yücel Tuncay"ın, kesinleşen mahkeme kararı ile tevliyeti evlada meşrut aynı vakfın tevliyetine ehil vakıf evladı olduğu tespit edildiğine göre, davacıların vakfeden ile soybağı yöntemince ispatlanmıştır. Davaya konu Vakfa ait vakfiyede tevliyet, batın şartı ve kız-erkek ayrımı gözetilmeden evladın aslahına bırakıldığından, davacıların bu şartları taşıyıp taşımadığı araştırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.