1. Hukuk Dairesi 2015/13348 E. , 2016/1138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan annesi "...""ye ait 296 parsel sayılı taşınmazın sicil kaydına isminin yanlışlıkla "..." olarak yazılmış olduğunu ileri sürerek, anılan kaydın nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "... nüfus kayıtları evrak arasına alınan ... ile ..."ın aynı kişiler olduğunun iddia edildiği ancak bu kişilerin isimleri ile T.C. Numaraları farklı olduğu halde, bu farklılıkların neden ileri geldiğinin ilgili nüfus müdürlüğünden sorulup araştırılmadığı, çekişme konusu taşınmazın tespitinin 1982 yılında yapıldığı dikkate alınarak kadastro tespit bilirkişilerinin yaşayıp yaşamadığının araştırılıp bilgilerine başvurulmadığı, değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak çekişme konusu taşınmazın maliki... kızı ... ile davacının miras bırakanı ... kızı..."nin aynı kişiler olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının doğru olmadığı..." gerekçesiyle bozulmuş mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği gibi; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. .
Somut olayda; nüfus kayıtları evrak arasına alınan "..." ile "...""ın aynı kişiler olduğunun iddia edildiği ancak bu kişilerin isimleri ile T.C. numaralarının farklı olduğu,... Müdürlüğü"nün iki kayıt üzerinde yapılan incelmeler sonucunda kişiler arasında herhangi bir bağ bulunmadığının bildirdiği, davacının murisi "..."nin baba adının "..." anne adının ise "..." olup üst soy nüfus kayıt örneklerine ulaşılamadığı, "...""nın ise baba adının "..." anne adının "..." olup "..., ..., ..." isimlerinde kardeşlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; nüfus kayıtlarından "..." ile "Menekşe Haydaran""nın iki faklı kişi olduğu, bu kişilerin aynı kişiler olduğuna dair tanık beyanlarının nüfus kayıtları karşısında yeterli olamayacağından, davacının kayıt malikinin murisi olduğuna yönelik iddiasını ispatlayabildiği söylenemez.
Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.