Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1796 Esas 2016/2977 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/1796
Karar No: 2016/2977
Karar Tarihi: 04.05.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1796 Esas 2016/2977 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın, tutuklu müvekkili ile görüşmek için ceza infaz kurumuna gittiği sırada yanında ceza infaz kurumuna sokulması yasaklı olan bir cep telefonu ve sim kartı bulundurarak suç işlediği tespit edilmiştir. Ancak, sanığın avukat olması nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda yeterli şüphe olmadığına karar verilmiştir ve son soruşturma açılmamasına karar verilmiştir. Bu karar, Avukatlık Kanunu’nun 59-60. maddeleri uyarınca verilmiştir. Kanunen yasak olan eşyayı ceza infaz kurumuna sokma kastıyla hareket etmediği anlaşılan sanık hakkında soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi
- Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük
- Avukatlık Kanunu’nun 59-60. maddeleri
16. Ceza Dairesi         2016/1796 E.  ,  2016/2977 K.

    "İçtihat Metni"

    İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan sanık ... hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin....Ağır Ceza Mahkemesinin 20.02.2015 tarihli ve 2014/520 esas, 2015/23 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair .... Ağır Ceza Mahkemesinin 07.07.2015 tarihli ve 2015/369 değişik İş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, ... Barosunda kayıtlı avukat olan sanığın, tutuklu müvekkili ile görüşmek için 22.01.2014 tarihinde gittiği ... Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, yanında ceza infaz kurumuna sokulması yasaklanmış veya suç teşkil eden hiçbir eşya ve madde bulundurmaması gerektiğini bildiği halde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi hükmüne, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ve ...Bakanlığı genelgelerine aykırı olarak, çantasının içerisinde bulunan bir adet cep telefonu ve bu cep telefonuna takılı vaziyette bir adet sim kart ile ceza infaz kurumuna girmeye çalıştığı esnada yakalandığı anlaşılmakla, dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, isnat edilen eylemin maddi unsurunun gerçekleştiği, suçun manevi unsuru olan kastın değerlendirilmesinin suçun mahiyeti ve mevcut deliller ile birlikte yargılama merciinin takdirine ait olacağı gözetilmeden yapılan itirazın kabulu yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, ...Genel Müdürlüğünün 21.12.2015 tarih ve 94660652-105-34-12058-2015- 26772/84669 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2016 gün ve 2015/425982 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Tüm dosya kapsamına göre,.... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 20.02.2015 günü yapılan değerlendirme sonucunda verilen; “Olay tutanağı ve dosya kapsamı incelendiğinde, avukat olan sanığın tutuklu müvekkili ile görüşmek üzere cezaevine gittiğinde kendisine ait ve kendisinin kullanımında olan cep telefonunun cebinde bulunduğu montu çıkarıp x-ray cihazı üzerine bırakarak geçmeye çalışırken cihazın ikaz verdiği ve bundan dolayı tutanak düzenlendiği avukat olan sanığın iddia konusu cep telefonunu ve içindeki sim kartını bizzat kendisinin kullandığı, sim kartının cep telefonuna aynı zamanda takılı olduğu, herhangi bir şekilde gizlenmiş veya saklanmamış olduğu, özellikle benzer konuda Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında avukat gibi görevlerde bulunan kişilerin müvekkilleri ile görüşme telaşı içerisinde cep telefonunu çantada veya üzerinde unutmalarının taksire dayalı olarak gerçekleştiğinin kabul edildiği, bu konuda pek çok beraat kararlarının verildiği, beraatle sonuçlanması kesin olan yasak olan eşyayı cezaevine sokma kastıyla hareket ettiğine dair hiçbir delil içermeyen her olayın mahkemeye taşınmasının kişilerin onurlarını zedeleyeceği ve masumiyet karinesinin işletilmesi gerektiği, soruşturma makamlarının özellikle avukatlar için getirilen özel soruşturma usulü dikkate alındığında süzgeç görevi yapmaları gerektiği, buna aykırı hareketin ceza ve usul hukuku ilkelerine aykırı olacağı anlaşıldığından avukat olan sanık hakkında açıklanan eylemi nedeni ile son soruşturmanın açılmamasına karar verilmesi gerektiği vicdani kanaati hasıl olduğundan” bahisle sanık hakkında soruşturma aşaması sonunda toplanan deliller, Av. ... hakkında son soruşturmanın açılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturmadığından Av.... hakkında ... sayılı Avukatlık Kanununun 59-60 maddesi uyarınca SON SORUŞTURMANIN AÇILMASINA YER OLMADIĞINA, dair karar verilmesinde biri isabetsizlik bulunmaması nedeniyle bu karara yönelik itirazın reddine dair .... Ağır Ceza Mahkemesinin 07.07.2015 tarihli ve 2015/369 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun bulunmakla, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.