12. Ceza Dairesi 2016/11522 E. , 2018/6837 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1,62, 52/2-4, 53/6 maddeleri gereğince mahkumiyet, temyiz isteminin reddine dair karar
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık, sanık müdafii ve katılan vekili, temyiz isteminin reddine dair ek karar ise, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Katılan vekilinin temyiz isteminin vekalet ücretine yönelik bulunduğu belirlenerek bu yönden sınırlı olarak yapılan incelemede;
Hükmün temyiz kanun yoluna tabi olmasına karşın, kesin olduğu belirtilmek suretiyle yanıltılan katılanın temyiz isteminin yasal süresinde yapıldığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 5. paragraftan sonra gelmek üzere “Kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarı Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca 1.800 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan tahsil edilerek katılana verilmesine” şeklinde yeni bir bent eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık ve müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin incelenmesinde;
Karar tarihi itibariyle kesin nitelikteki adli para cezası ile birlikte TCK"nın 53/6. maddesi gereğince sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına da karar verilmiş olması nedeniyle hükmün temyizi kabil olduğu anlaşıldığından tebliğnamede verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğuna dair görüşe iştirak edilmeyerek 09/09/2016 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin yaralanmasına neden olan sanık hakkında adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafinin kusura ve raporlara ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün üçüncü bendinin başına “TCK"nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 18.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.