16. Ceza Dairesi Esas No: 2016/7152 Karar No: 2017/3829 Karar Tarihi: 17.04.2017
4208 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7152 Esas 2017/3829 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için şüphelinin, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini, yurt dışına çıkarması veya gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, suç tarihi itibariyle 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinde düzenlendiği, yine aynı Kanunun 8. maddesinde bu suça ilişkin kovuşturma zamanaşımının 10 yıl olarak belirlendiği, anılan maddede 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklik üzerine kovuşturma zamanaşımı süresinin 15 yıla çıkartıldığı belirtilmiştir. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği TCK\"nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinde; “cezanın üst haddinin 5 yıl” olarak düzenlendiği ve TCK 66/1. maddesi uyarınca 8 yıllık olağan
16. Ceza Dairesi 2016/7152 E. , 2017/3829 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 4208 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Katılan vekilinin temyiz itirazlarına yönelik yapılan incelemede; Sanıklara yüklenen suçun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmayan Maliye Bakanlığının davaya katılmasına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, katılan vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Cumhuriyet savcısının beraat kararına yönelik temyiz incelemesine gelince; Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için failin, alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini, yurt dışına çıkarması veya gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutması gerektiği; somut olayda öncül suç niteliğindeki "uyuşturucu madde ticareti" suçundan sanıklar hakkında kamu davası açılıp yargılama yapıldığı, atılı suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçunu oluşturduğu belirlenen son işlem tarihinin ...... yönünden 18.06.2003, ....... yönünden 05.11.2001, ... yönünden 21.07.2003, ... yönünden 08.06.2001 ve ... yönünden 05.08.2004 olduğu, sanıklara atılı bulunan suçun suç tarihi itibariyle 4208 sayılı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun 7. maddesinde düzenlendiği, yine aynı Kanunun 8. maddesinde bu suça ilişkin kovuşturma zamanaşımının 10 yıl olarak belirlendiği, anılan maddede 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanunun 16. maddesi ile yapılan değişiklik üzerine kovuşturma zamanaşımı süresinin 15 yıla çıkartıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçuna, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 282. maddesinde yer verilmesi üzerine 18.10.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki Kanunun 26. maddesi ile 4208 sayılı Kanunun 7 ve 8. maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun düzenlendiği TCK"nın 282. maddesinin, 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinde; “cezanın üst haddinin 5 yıl” olarak düzenlendiği ve TCK 66/1. maddesi uyarınca 8 yıllık olağan ve TCK’nın 67. maddelerinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, tüm bu yasal düzenlemelerin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu zamanaşımı bakımından, TCK"nın 282. maddesinin 26.06.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilmeden önceki ilk halinin sanıklar lehine olduğunun anlaşılması karşısında anılan Kanunun 66/1-e ve 67. maddelerinde belirlenen dava zamanaşımının sanıklar ..., ..., ... ve ... yönünden sorgu tarihleri ile karar tarihi, sanık ... yönünden ise iddianame tarihi ile sorgu tarihi arasında gerçekleştiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.