Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/9321 Esas 2019/11398 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi Esas No: 2017/9321 Karar No: 2019/11398 Karar Tarihi: 11.11.2019
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/9321 Esas 2019/11398 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2017/9321 E. , 2019/11398 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : TCK 158/1-f-son, 62/1, 52/2, 52/4, 53/1. maddeleri gereği mahkumiyet
Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, amcası ..."in ortağı ve yetkilisi olduğu, babası ..."ın ortağı olduğu ... Mobilya Limited Şirketinde çalıştığı, katılan ..."in de mobilya işi yaptığı ve ... mobilya işyerinde sanığa sattığı zigon sehpalar için sanıktan suça konu keşidecisi ... Mobilya Ltd. Şti. olan 1700 TL bedelli çeki aldığı, en son çek hamilinin çeki bankaya ibrazında çekin karşılıksız olduğu ve çekin şirket yetkilisi ... tarafından imzalanmadığının anlaşıldığı, sanığın bu suretle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, a)Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, hesap sahibinin önceden verdiği açık ya da örtülü rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde zarar verme bilinci bulunmayacağından kastın varlığının ileri sürülemeyeceği, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığının kabul edilemeyeceğinden hareketle; sanığın aşamalardaki savunmalarında öncesinde de şirket adına yapılan alışverişlerde çekler verdiğini, şirketin diğer ortağı ..."ın bundan haberi olduğunu savunması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, sanık tarafından, alınan sehpaların şirket adına alınıp alınmadığı, sanığa sözlü olarak çek keşide etme yetkisi verilip verilmediği, başka kişilere daha öncesinde bu şekilde keşide edilip ödenen çeklerin bulunup bulunmadığı hususlarının şirketin diğer ortağı olan ..."ın beyanları ile şirket kayıtlarından araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; b)Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı gereğince TCK"nın 53/1. maddesinin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, c)Çek bedelinin ödenmesi nedeniyle zararın karşılanması karşısında, TCK 168. maddesi kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMK 326/son maddesi gereği ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 11/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.