Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/28259 Esas 2014/5289 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/28259
Karar No: 2014/5289
Karar Tarihi: 26.02.2014

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/28259 Esas 2014/5289 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/28259 E.  ,  2014/5289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, 16.10.2007 tarihinde taraflar arasında imzalanan harici taşınmaz satım sözleşmesi uyarınca dava konusu yerin bedeli olarak kararlaştırılan 135.000 TL" nin 120.000 TL" sinin ödendiğini ancak ihtarnamelere rağmen tapuda taşınmazın devrinin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek ödediği bedelin iadesi için davalı hakkında başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
    Davalı, davaya konu bedelin kendisine ödenmediğini ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, takibin devamına, itirazın iptaline, işlemiş faize ilişkin fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belirli
    2013/28259-2014/5289
    olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belirli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, dosyaya sunulan makbuzlardan ve mahkemece de bu makbuzlara dayanılarak davanın kabul edilmiş olmasından, takibe konu alacak miktarının likit ve muayyen olduğu ortada olup, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile bu istemin reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: 1. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün, (2) nolu bendinde yazılı “ inkar talebinin reddine” sözlerinin karardan çıkarılarak yerine, “Asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.