Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1811 Esas 2017/4853 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1811
Karar No: 2017/4853
Karar Tarihi: 11.09.2017

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1811 Esas 2017/4853 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçuyla suçlanan sanığa 6 yıl hapis cezası verildiğini belirtti. Sanık, bu cezaya ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi nedeniyle temyiz başvurusu yapmıştır. Dosyayı inceleyen mahkeme, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığını, hükme esas alınan delillerin hukuka uygun olduğunu ve iddia ve savunmaların eksiksiz olarak sergilendiğini belirledi. Mahkeme, sanığın temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenlerin yerinde görülmediğini ve temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verdi. Kararda geçen kanun maddeleri: TCK\"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK\"nın 314/2, 220/6-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK\"nın 53/1-2, 58/9. maddeleri.

16. Ceza Dairesi 2017/1811 E. , 2017/4853 K.

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
Hüküm : TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 220/6-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53/1-2, 58/9. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezasını içeren mahkeme kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanığın temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 11.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.