18. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/572 Karar No: 2014/3113 Karar Tarihi: 24.02.2014
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/572 Esas 2014/3113 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava dilekçesinde Kamulaştırma Yasası uyarınca kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, fakat kamulaştırma bedeli tespiti için bilirkişi raporunda yapılan yanlışlıklar nedeniyle hüküm bozulmuştur. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin kararı ve yapılan yasal düzenlemeler gereği önceden açılmış kamulaştırma bedeli tespiti davalarında belirlenen bedelin dava tarihinden itibaren faiz uygulanarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri: Kamulaştırma Yasası (4650), Anayasa'nın 35. maddesi, 6459 sayılı Kanun, 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesi.
18. Hukuk Dairesi 2014/572 E. , 2014/3113 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2013 NUMARASI : 2012/532-2013/139
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 1-Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için değerlendirme yılına ilişkin dekar başına elde edilecek ortalama verim, üretim gideri ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın değerlendirilmesinde münavebeye alınan bamyanın -taşınmazın sulu arazi olduğu belirtilmesine rağmen- kuru arazideki verilerinin alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Ayrıca; 2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.