16. Hukuk Dairesi 2015/13179 E. , 2017/6247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, ELATMANIN ÖNLENMESİ VE KAL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 7 parsel sayılı 4.985,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlilğine dayanılarak ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın almaya dayanarak, çekişmeli taşınmazda davalıya ait 1/2 paya ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tescili, taşınmazdaki suyun kendisine ait olduğunun tespiti, suya vaki müdahalenin önlenmesi, boruların kal’i istemiyle ... ve ..."ı hasım göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 125 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı bulunan 1/2 hisseye ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, kadastro bilirkişisinin 15.10.2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) ve (F) harfleri ile gösterilen su kaynaklarının davacıya ait olduğunun tespitine, davalı ..."ın su kaynağından çıkan suyu kendisine ait taşınmaza taşımak suretiyle gerçekleştirdiği müdahalesinin men"ine, boruların kal"ine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kadastro çalışmaları sonucunda 125 ada 7 parsel sayılı taşınmazda, davalı ... adına oluşan 34 payın iptali istemiyle satın alma ve zilyetliğe dayanarak tapu iptali tescil, aynı zamanda kadastro tespitinden sonra davalı ... tarafından taşınmaz üzerinde bulunan su kaynağının diğer davalı ..."e satılması suretiyle her iki davalının su kaynağına yaptıkları müdahalenin önlenmesini istemiştir. Mahkemece, taşınmaz üzerinde davacı yararına 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesindeki koşulların gerçekleştiği ve su kaynağına ilişkin hakkın devrinin resmi şekilde yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı, çekişmeli taşınmazı...."dan satın aldığını öne sürmüş, davalı ise taşınmazın eşit paylarla satın alındığını savunmuştur. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları taşınmazın davacı tarafından, davalı tanıkları da çekişmeli taşınmazın tarafların miras bırakanınca satın alındığını belirtmiş oldukları halde mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme yeterli bulunmamaktadır. O halde, doğru sonuca varabilmek için mahallinde, taşınmazların bulunduğu yeri iyi bilen, yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve gerektiğinde HMK"nın 31. madde uyarınca kadastro tutanağı düzenlenirken beyanlarına başvurulan tespit bilirkişiler huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Çekişmeli taşınmazın kim tarafından satın alındığı, hangi sürelerle kim tarafından ve nasıl zilyet edildiği, zilyetliğin kimden kime ve hangi sıfatla devralındığı, davacı zilyet ise 1/2 pay yönünden malik sıfatıyla mı yoksa fer"i zilyetlik niteliğinde mi olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre elatmanın önlenmesine ilişkin talep de değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine,
09.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.