Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/21135 Esas 2017/1959 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21135
Karar No: 2017/1959
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/21135 Esas 2017/1959 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/21135 E.  ,  2017/1959 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, muris babası ...’in kayden maliki olduğu 9 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından ev ve dükkan yapmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile 5 yıllık ecrimisil bedeli toplamı olan 3.000,00 TL’nin tahsilini istemiş, 12.06.2014 tarihli duruşmada ecrimisil istemi yönünden davadan feragat etmiştir.
    Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi istemi ile ilgili olarak iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ecrimisil istemi yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğiden ve toplanan delillerden; 3 parsel sayılı taşınmazın davacının muris babası ..., 2 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek tanık beyanları ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra, belirlenen bu durum göz önünde tutularak, hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınmalıdır.
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan ilk keşif sonucunda verilen teknik bilirkişi raporunda davalıya ait 2 parsel sayılı taşınmazın davacının murisine ait olan 3 parsel sayılı taşınmaza 70,34 m2"lik tecavüzü olduğunun belirlendiği, sonrasında ikinci kez yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda ise 53,18 m2"lik tecavüzü olduğunun belirlendiği, ne var ki, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden en son verilen rapora itibar edilerek sonuca gidildiği görülmektedir.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yerinde 3 kişilik harita mühendisi bilirkişi heyeti vasıtasıyla elektronik aletle ölçüm yapılarak tecavüz edilen alanın miktarının belirlenmesi, infazda duraksamaya neden olmayacak biçimde rapor ve kroki düzenlettirilmesi, tecavüz edilen alanın niteliğinin rapora yansıtılması ve önceki raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken çelişkili raporlardan birisine itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.