16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/593 Karar No: 2018/3659 Karar Tarihi: 25.10.2018
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/593 Esas 2018/3659 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetiyle ilgili istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Dosya incelendi ve yapılan incelemede suçun sübutu yönünden yeterli delillerin dosyada olduğu görüldü. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği belirlendi. Vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı ve suç niteliği doğru olarak tespit edildiği için sanık ve müdafi in nedenleri yeterli görülmedi ve temyiz davası esastan reddedildi. Kanun maddeleri: TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/593 E. , 2018/3659 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 62/1, 53/1, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddeleri gereğince verilen mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağı henüz dosyaya gelmeden hüküm kurulmuş ise de dosyadaki diğer delillerin suçun sübutu yönünden yeterli olduğu görülmekle bu husus sonuca etkili bulunmamıştır. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.