Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2372 Esas 2010/5197 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2372
Karar No: 2010/5197
Karar Tarihi: 01.11.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/2372 Esas 2010/5197 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/2372 E.  ,  2010/5197 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

    ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.01.2010 gün ve 162/35 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, mirasen intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak 101 ada 359 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafından açılan davaya ilişkin dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebliğ evrakı davalı ...’un bildirilen adresine tebliğe çıkarılmış, tanınmadığı açıklanmak suretiyle iade edilmiştir. Ardından 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca tebliğ yapılmak istenilmiş ne var ki mahkemece, anılan madde ve Tebligat Tüzüğünde aranılan koşulları taşımadığı bu nedenle tebliğin geçerli bulunmadığı gerekçesiyle yeniden, tanınmadığı bildirilen adresinde aynı Kanunun 35. maddesi hükmü gereğince tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunun 35 ve Tebligat Tüzüğünün 55. maddesine göre “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza mercine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.”Açıklanan hüküm karşısında, daha evvel davalının belirlenen adresine ya da kendisine usulüne uygun biçimde tebliğ yapılmaksızın, belirtilen Kanunun 35. maddesi hükmü uyarınca yapılan tebliğ geçerli değildir.
    T.C. Anayasasının 36. maddesine göre herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı önünde davacı ve davalı olarak iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. HUMK.nun 73. maddesi gereğince, “Kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hâkim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez. Bu hükme mutlaka uyma zorunluluğu vardır. Açıklanan nedenlerle, davalıya usulüne uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma gününün bildirilmesi, yargılamaya geldiği takdirde savunma ve delillerinin sorularak tesbiti ile toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428.maddesi hükmü uyarınca BOZULMASINA ve 111,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 01.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.