Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/5370 Esas 2011/22241 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5370
Karar No: 2011/22241

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/5370 Esas 2011/22241 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Alacaklı kredi sözleşmesine dayalı ilamsız icra takibi başlattı ancak borçlu itiraz ederek takibi durdurdu. Alacaklı tarafından itirazın kaldırılması istendi. Ancak mahkeme, alacaklının talebini eksik inceledi ve takibin durması gerektiğini belirten tedbir kararını dikkate almadı. Alacaklının temyiz itirazı kabul edilerek karar bozuldu ve alacaklının talebinin esasının incelenmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleridir.
İİK 366: Temyize konu olan kararın bozulması durumunda, dosyanın yeniden değerlendirildikten sonra yeniden karar verilir.
HUMK'nun 428. Maddesi: Yargıtay, kararı veren mahkemece uygulanan hukuki ve cezai yaptırımı azaltamaz.

12. Hukuk Dairesi 2011/5370 E. , 2011/22241 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2010/1176-2010/1747

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekilinin borçlu hakkında kredi sözleşmesine dayalı olarak başlattığı ilamsız icra takibinde 7 örnek ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin yasal süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu ve alacaklı tarafça itirazın kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır.
Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/529 Esas sayılı dava dosyasından 20.08.2010 tarihinde “ ... borçlu şirket aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılmamasına ve evvelce başlamış takiplerin durdurulmasına...” yönelik tedbir kararı verildiği görülmektedir.Anılan tedbir kararı 21.07.2010 tarihinde takibe geçilmesinden ve borçlunun itirazı ile takibin 4.8.2010 tarihinde İİK’nun 62. Maddesi gereğince durmasından sonraya aittir.
Bu durumda, takibin tedbir kararı gereğince de durması, alacaklının itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenmesine engel değildir. Zira tedbir kararının kaldırılması ve tedbirin sona ermesi durumunda takibe devam( itirazın kaldırılması veya iptaline yönelik bir mahkeme kararı da bulunmuyor ise) edileceği açıktır.
O halde Mahkemece alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerekirken eksik incelemeye ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.