Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/6612 Esas 2011/23119 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6612
Karar No: 2011/23119

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/6612 Esas 2011/23119 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir davada, borçlu tarafından yapılan şikayet kısmen kabul edilmiş; işlemiş faiz ile sınırlı olarak icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Ancak gerekçeli kararda, şikayet konusu muhtıranın iptal edilmesi hükmedilmiştir. Bu durum kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratmıştır. Yargılamada aleniyet ilkesi benimsendiğinden, kararın açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde belirtilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde, mahkeme vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermek zorundadır. Temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca mahkeme kararının bozulduğu belirtilmiştir. İİK.366. madde borçlunun itirazı üzerine yapılan icra takibini durdurmayı, HUMK.428. madde ise çelişkili kararların bozma sebebi olarak kabul edilmesini düzenlemektedir.
12. Hukuk Dairesi         2011/6612 E.  ,  2011/23119 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 18/12/2009
    NUMARASI : 2009/470-2009/1351

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Mahkemece, yüze karşı verilen kısa kararda, "Şikayetin kısmen kabulüne, 14.00 TL işlemiş faiz ile sınırlı olarak icranın geri bırakılmasına" karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda “Şikayet konusu muhtırada yazılı alacağın 4.120,26 TL ile sınırlı olarak iptaline ” hükmedilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
    T.C. Anayasası, yargılamada aleniyet ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle, yargılama açık olarak yapılacak ve yargılama sonunda verilen karar, HUMK.nun 388/son maddesi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça belirtilecektir. HUMK.nun 381. maddesi gereğince, sonradan yazılacak gerekçeli kararın da verilen kısa karara uygun olması gerekir. Bu nedenle mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih ve 7/4. sayılı kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağının belirtilmiş olmasına göre, mahkemece yapılacak iş, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibarettir .
    SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.