12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/23059 Karar No: 2011/23339
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/23059 Esas 2011/23339 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21/06/2011 tarihli kararında, borçlu tarafından daha önce ipotek edilmiş olan taşınmazlar hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için ipoteğin zorunlu olarak kurulmuş olması gerektiği belirtilmiştir. İpotek akit tablosu incelenerek zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Borçlunun haline uygun evi haczedilemez, aile terimi geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar belirlenmelidir. Kararda, İİK'nun 82/12. maddesi ve HUMK’nun 428. maddeleri belirtilerek detaylı açıklamalar yapılmıştır.
12. Hukuk Dairesi 2011/23059 E. , 2011/23339 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/06/2011 NUMARASI : 2010/985-2011/517
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Taşınmaz kaydına 05.07.2010 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve taşınmaz üzerinde haciz tarihinden daha önce SS.Esnaf Kefalet Koop. lehine 20.09.2005 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir. Bu durumda, mahkemece belirtilen ipoteğin tapudan mahiyeti belirlenip, ipotek akit tablosu incelenerek zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir. Öte yandan, İİK"nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 65.000,00- YTL. edeceği ve borçlunun haline uygun olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda borçlunun haline uygun ev alabileceği miktar belirlenmediğinden anılan rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir Mahkemece yapılacak iş, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun Mersin"in daha mütevazi bir semtinde haline münasip evi alabileceği değerin tespitinden sonra, tesbit edilen bu miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/11/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.