16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4047 Karar No: 2018/4824 Karar Tarihi: 05.12.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4047 Esas 2018/4824 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, silahlı terör örgütüne üye olma suçu nedeniyle verilen ceza istinaf başvurusunu esastan reddetti. Dosya incelendiğinde, sanığın duruşmalı inceleme talebinin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği belirtilmiştir. Ancak, verilen cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilirken, uygulama maddesi olarak yanlış kanun maddesi gösterilmiş ve bu nedenle hüküm kısmen bozulmuştur. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği ve vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı belirtilmiştir. Kararda, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53/1, 58/9 ve 62/1, 63 maddeleri geçmektedir.
16. Ceza Dairesi 2018/4047 E. , 2018/4824 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53/1, 58/9 ve 62/1, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet cezasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığın duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE, Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Gerekçeli kararın 11. sayfasının 6. paragrafında bu dosyayla ilişkisi bulunmayan 5057617964 numaralı telefon numarasına ilişkin veri trafiğinin tespit edilmesi ve sanık Yılmaz Batur"un ismine yer verilmesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık ve müdafiinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine. Ancak; örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanık hakkında verilen cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirine hükmedilirken uygulama maddesi olarak anılan kanunun 58/7 maddesinin gösterilmesi, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların 5271 sayılı CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün yedinci fıkrasından "cezanın infazından sonra TCK"nın 58/7.fıkrası uyarınca sanık hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" bölümünün çıkartılması ile, sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.