16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/2867 Karar No: 2018/4979 Karar Tarihi: 10.12.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/2867 Esas 2018/4979 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, bir kişinin silahlı terör örgütüne üye olması suçundan hüküm giydiği bir davada yapılan istinaf başvurusunu esastan reddetti. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen hüküm incelenerek, sanığın çocuğunu örgüte ait okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlendi. Dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu tespit edildi. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun yapıldığı fark edildi ve hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiği kanıtlandı. Kanunda öngörülen suç tipine uygun olduğu tespit edilen eylemler için uygulanan yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirildiği anlaşıldı. Kararın verilmesine etkili olabilecek bylockla ilgili tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmedi. Kanun maddeleri ise şöyledir: TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri.
16. Ceza Dairesi 2018/2867 E. , 2018/4979 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca kurulan mahkumiyet hükümüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre yapılan temyiz incelemesi sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanığın çocuğunu örgüte ait okula göndermesinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Dosyada mevcut diğer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle, bylockla ilgili tespit ve değerlendirme tutanağı beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili görülmemiştir. Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 10.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.