Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.
Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 Sayılı Belediye Kanunu"nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, madde de açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. İmar planı vb. bir idari işlem ya da kararla taşınmazın kamu hizmetinin yürütülmesini sağlayacak bir amaç için tahsis edilmesi, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı sonucunu doğurmayacağından, haczin kaldırılması için yeterli olmaz. Bunun için hakim bizzat taşınmazın başında bilirkişi eşliğinde keşif yaparak haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunu belirlemeli ve bu şekilde sonuca gitmelidir.
Somut olayda, mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda, haczedilmezlik şikayetine konu olan 383 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, imar planında belediye hizmet alanında kaldığı, taşınmazın hali hazırda boş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, alacaklı tarafından ibraz edilen borçlu belediye tarafından düzenlenen taşınmaz mal kiralama ilanında anılan parseldeki bağımsız bölümlerin ihale yoluyla kiraya verileceğinin belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, 383 ada 3 parsel sayılı taşınmazın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü mümkün olmadığından mahkemece söz konusu parsel yönünden haczedilmezlik şikayetinin reddi gerekir.
Diğer yandan, bilirkişi raporunda, şikayete konu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde belediye mezbahası ve kesimhaneye hazırlık idare binası, asfalt pateni tesisleri ile profilden yapılmış sundurma yapısı ile hidrafor ve su kuyusunun yer aldığı kulübenin bulunduğu belirtilmiş ise de, fiilen kullanılıp kullanılmadığı, fiilen kullanılıyorsa ne amaçla ve ne şekilde kullanıldığının açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, rapor bu hali hüküm kurmaya yeterli değildir.
O halde, mahkemece, şikayete konu 383 ada 3 parsel sayılı taşınmazda haczedilen bağımsız bölümler yönünden fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı borçlu belediyece ispat edilemediğinden şikayetin reddine, 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise, yukarıda açıklanan kurallar gereğince bilirkişiden ek rapor alınarak veya gerektiğinde yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.