12. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/11723 Karar No: 2011/30652
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/11723 Esas 2011/30652 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2011/11723 E. , 2011/30652 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/02/2011 NUMARASI : 2010/1394-2011/114
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : "Bilinen en son adreste tebligat"başlığını taşıyan 10 maddesinde aynen "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Şu kadar ki, kendisine tebligat yapılacak şahsın müracaat veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir."hükmü yer almaktadır. Aynı kanunun 16.maddesine göre de; "kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Tebligat Kanunu"nun 16.maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı"ibaresi "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir. Ayrıca 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 39.maddesinde "Bu kanun hükümlerine göre kendisine tebliğ yapılacak olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebligat yapılamaz."düzenlemesine yer verilmiştir. Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulunun 7.4.1982 tarih ve 13777-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Somut olayda, şikayetçiler vekili, şikayetçiler adına düzenlenen icra emri ve kıymet takdiri tebligatlarının, tebligat yapılan adreste oturmadıklarını ileri sürerek usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğuna ve buna yönelik delillerine bildirdiğine göre, anılan iddianın her türlü delille kanıtlanması mümkündür. O halde mahkemece, yukarı belirtilen ilkelere ve Tebligat Yasası hükümlerine uygun olarak inceleme ve değerlendirme yapılıp sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi ve usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/12/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.